Dikkat!

Bu yazı, polimer ve biyopolimer kavramlarının karşılaştırılmasını gösteren 5 raunddan oluşmaktadır. Bu karşılaşmalar sırayla tanım, kaynak, kullanım alanı, örnek ve çevreye etkileri konularında yapılacaktır.

Yazımı okurken arka planda “Eye Of The Tiger” parçası çalan bir box arenasını zihninizde canlandırmanızı istiyorum. 

Hazırsanız. 1,2,3 Müsabaka başlasın!

Raund 1 (tanım karşılaşması)

Polimer, çok sayıda birimin (monomer, yapıtaşı) bir araya gelmesiyle oluşan bir makromoleküldür.                             

Biyopolimer, yalnızca doğada bulunan birimlerin bir araya gelmesiyle oluşan makromoleküldür.

Böylelikle ilk karşılaşmanın galibi POLİMER oldu! Çünkü polimerin biyopolimer tanımını kapsamış olduğunu gördük. (Bu gidişle galip şimdiden belli oldu galiba.)

Raund 2 (kaynak karşılaşması)

Polimer, doğal, yarı sentetik ve sentetik olabilir.

Biyopolimer ise doğada kendiliğinden oluşur.

Sonuçta kaynak yönünden avantajlı olduğundan bu raundun galibi yine POLİMER!

Raund 3 (örnek karşılaşması)

3. raundun sonunda galip yine POLİMER! (Böyle olacağını tahmin edememişim. Polimer kavramının biyopolimerleri de kapsadığını düşününce zaten yarışmanın bir anlamı kalmıyor ama başladığımız işi bitirelim.)

Raund 4 (kullanım alanı karşılaşması)

Adaletsiz gibi gelebilir ama değil, bu sefer de kazanan POLİMER oldu! (Beklenen)

Raund 5 (Çevreye etki karşılaşması)

Polimer önceki müsabakalardan öğrendiğimiz kadarıyla doğal ve sentetik olabilir. Günümüzde ise en çok kullanılan polimer türünün sentetik olduğunu söylemek mümkündür. Sentetik maddeler ise  doğada çözünmezler, çevre kirliliğine ve özellikle deniz hayvanlarının zehirlenmesine sebep olurlar. Ulaşımı kolay ve ucuz olduklarından üretimi ve tüketimi maalesef çok fazladır.

Biyopolimerler ise tamamen doğada çözünebilir, doğaya ve canlılara toksik etkisi bulunmayan maddelerdir. Çevre dostudurlar. 

Ve hepimizin beklediği an: son raundun galibi BİYOPOLİMER!

Sonuç olarak kazanan 4-1 önde olarak Polimer oldu, ama üzülmeyin gönüllerin kazananı çevre dostu Biyopolimer (en azından benim için). Şunu da belirtmeliyim ki biyopolimerin de dezavantajlarının olmadığını söyleyemeyiz.

Son olarak sizden küçük bir isteğim olacak:

Gözünüzü şu anda bulunduğunuz ortamda bir gezdirin lütfen. 4. raundda kullanım alanlarını öğrendikten sonra görüyoruz ki etrafımızdaki polimerler tahmin ettiğimizden çok daha fazla değil mi? Masalar, sandalyeler, kitaplar, kalemler, silgiler, duvar boyaları, plastik şişeler, dosyalar, poşetler, lastikler, cam çerçeveleri, gözlük camları, giymiş olduğunuz kıyafetiniz, saçınız, cildiniz hatta genleriniz bile polimerlerden oluşmuştur. 

Polimerler ile bu kadar iç içe olduğunuzun farkında mıydınız?

Son olarak da hakem olarak belki yeterince adaletli olamamış olabilirim o yüzden size sormak istiyorum: Sizce bu karşılaştırmaların sonucunda polimer mi yoksa biyopolimer mi galip?

Yorumlarınızı bekliyorum 🙂

Kaynaklar

1. Mohamed Hassan, Jun Bai, De-Qiang Dou, Biopolymers; Definition, Classification and Applications, Egypt.J.Chem. Vol. 62, No. 9. pp. 1725 – 1737 (2019),DOI: 10.21608/ejchem.2019.6967.1580.
2. Ataman Evren, Biyolojik Jellerde Difüzyon Mekanizmaları, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2006, s.1-4.
3. Ay Burak, Organik Polimerler ve Kullanım Alanları, 2007.
4. Macrogalleria, https://pslc.ws/macrog/maindir.htm
5. Atilla Evcin, Polimer Malzemeler sunusu, 2017.
6. Arif Altıntaş, Organik Kimya- Polimerler sunusu, 2013.